Önce şunu bilmelisiniz rastgele bir bahiste sezginizi geliştirmek istiyorsanız bu mevzuda az da olsa bir sezginizin olması gerekir. Daha sonra uzun uzadıya çalışmalara gerek yok sade dikkatinizi nizamlı olarak geliştirmek istediğiniz sezgilere yönlendirmelisiniz.
Mesela saatin kaç olduğunu saate bakmadan iddia edin. Bunu günde birkaç sefer yapın. Bir mühlet sonra dakika farkıyla yanlışsız kestirimlerde bulunacak daha sonra da dakikası dakikası varsayımlarınız gerçek çıkacaktır. Yeterli de bu benim ne işime fayda demeyin. Bunu bir oyun üzere görün yaptığınız bu pratikler istek ettiğiniz alanda gelişim gösterebilmenizin ön alıştırmaları olarak kabul edin.
Bunun üzere çalan kapı yahut telefon zilinden kimin geldiğini. Sizi arayan kişinin gayesini tahmin etmeye çalışın.
Samimi olabileceğiniz insanların eline bakarak onunla ilgili varsayımlarda bulunun. Vakitle isabet oranınız artacak tabi bu durumda size elinin kirini göstermek isteyenlerin sıraya girmesine neden olabilecektir!
Sorunların Tahlilinde Önsezilerimiz
Sezgiler şuurlu halimizle çalışmaz. Yani mantık bağları kurup tahlil aramayla ilgisi yoktur. Mesela kıymetli bir kararı vermeden evvel gerekli bütün bilgileri toplar. Olabilecek mantıklı çıkarımları yapar lakin karar vermeden evvel (mesela yatmadan evvel, uykuya dalmadan evvel önsezilerinizi harekete geçirecek bir konsantrasyonla yatışa geçersiniz) Burada düş görme olasılığınız var fakat hiç düş görmeden yahut bunları hatırlamadan sonraki gün hislerinizin reaksiyonlarına kulak vermeniz gerekir.
Sürekli rahatsız edici sorular sorarak, kendinizi zorlayarak ya da canınızı sıkan durumu düşünerek meseleleri çözemez. Hatta yaşadığınız tansiyonu arttırarak çöküntü hislerine sürüklenebilirsiniz.
Kendinizi Zorlamayın
Biliyorsunuz insan zihni hiçbir şey düşünmeden duramaz. Lakin sizi sürükleyen kanılar de her vakit işinize yaramaz. Bilinçaltı güçlerini harekete geçirmek için bu kanıyı belli bir odakla oyalamanız gerekir. Bunu yapabileceğiniz hoş bir alıştırma Mum ışığıdır.
Bir müddet (gece yahut gündüz mum ışığına bakarak dikkatinizi nefesiniz üzerine ağırlaşın. Bir şeyi düşünmek yahut düşünmemek için zorlamayın. Vakit zaman dalacak ve zihniniz gezinmeye başlayacaktır. Sonra asıl odaklandığınız sorunun yanıtı ile ilgili çağrışımlar gelecektir. Bu çağrışımlar bazen bombardıman üzere gelebilir ve süratle unutulabilir. Bu nedenle yanınızda kağıt kalem bulundurmayı ihmal etmeyin.
Bir çok kişi başına gelen bir aksilikle ilgili şöyle hayıflanır. “Bunların başıma geleceğini sezmiştim, işte aklıma gelen başıma geldi..” Bu durumdan niçin yakınırlar bilmem. Keşke daima bu sezgilerimiz bu türlü imdadımıza yetişse. Başımızdan evvel sezgi sensörlerimize gelse. Yok yok biz evvel sezeceğiz bununla yetinmeyip sezgilerimizin başımıza gelmesini bekleyip ne kadar önsezili biri olduğumuzu ispatlayıp övüneceğiz!
Sezgilerinizden Korkmayın
Sezgilerimiz bize hazır olmadığımız şeyleri hissettirdiğinde kaygılarımız de devreye girebilir. Sezgilerimiz bir haberci, müjde yahut ikram olabilir. Sezgilerinizle dost olabilirseniz ondan daha çok yararlanabilirsiniz. Denetim edemediğiniz ve olacaklarla ilgili gördüğünüz şeyler sizi çok fazla meşgul ediyorsa. Bilinçaltınızın ayarlarında bir düzenleme yapılabilir. Bunun için bazen tek bir seans kafidir.
Bu yazının telif hakkı Adil Maviş’e aittir. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Makaledeki bilgilere dayanarak rastgele bir teşhis ve tedavi uygulanamaz. Adil Maviş kendi geliştirdiği ve kişinin içsel dinamiklerini en üst düzeyde kullanılabilmesine dayalı koçluk ve ferdî danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda alacağınız hizmet teşhis ve tedavi kapsamında değildir.
